Bir arı kolonisinde
on binlerce işçi arı, binlerce erkek arı ve sadece bir tane ana
(kraliçe) arı vardır. Ana arı kovanın her şeyidir, yokluğunda iş düzeni ve üretim durur. Ana arı kovanda
tek olduğu gibi, ölümü halinde yerine geçebilecek ikinci bir arıya da
izin vermez. Kovanda ana arı adayı olmak demek ölüm demektir.
Ana arının yok
olmasına bir şekilde ölmesi neden olabileceği gibi arıcı tarafından da
bilinçli olarak kovandan alınabilir. Ana arı yok olunca koloninin kendisine
süratle yeni bir ana arı edinmesi gerekecektir. Bu yeni ana arı eskisinin
yumurtladığı son yumurtalardan çıkacaktır.
Bu yumurtaların arı sütü
ile beslenmesi, yeni ana arının arı sütü içinde doğuş ve gelişme evrelerini geçirmesi
gerekmektedir. Burada görev yine işçi arılara düşer. İşçi arılar üst
çene bezlerinden beyaz renkte, pelte kıvamında,
hafif keskin koku ve tatta bir sıvı salgılarlar.
İşte arı sütü
budur. Bu salgı ile beslenen yumurtalar 16 gün sonra arı olarak
gözü terk ederler.
Arı yetiştiricileri bu safhada larvaları yok
ederek, arı sütünü kaşıklarla
gözlerden toplarlar. Her bir gözden yaklaşık 0,l
gram arı sütü alınabilir. Yüzde 65'i su, yüzde
35'i ise protein, yağ, şeker ve vitamin ihtiva eden kuru maddeden oluşmuştur.
Arı sütü, özellikle sinir sistemi hastalıklarında,
yorgunluk sorunlarında, kısırlık ve damar sertliği tedavilerinde, insana güç ve zindelik kazandırmada kullanılan, doğrudan doğadan gelen önemli bir tabii gıdadır. Piyasaya saf veya bala karıştırılmış halde, draje veya tablet halinde sunulmaktadır.
0 yorum:
Yorum Gönder