İnsanlar tarihlerinde çok uzun bir süre tuvalet
kullanmadılar. Başlangıçta hayvanlar nasıl yapıyorlarsa, onlar da öyle
yaptılar. İşlerini en yakın çalının dibinde veya bir ırmak kenarında
görebiliyorlardı. Ancak toplumlar geliştikçe, köyler, kasabalar ortaya çıktıkça
tuvalet ihtiyacını karşılamak için daha uzak mesafelere gitme zorunluluğu
doğdu. Ayrıca açıkta bırakılan atıkların yarattığı kötü koku ve hastalık
tehlikeleri de insanlarda bu konuda bazı önlemler almanın zamanının geldiği
bilincini oluşturdu.
Binlerce
yıl önce Sümerler, Mısırlılar ve Hindistan'da yaşayanlar oturakta oturup,
ihtiyaçlarını giderdikten sonra oturağa düşenleri uzakta bir yerlere döküyorlardı.
İki bin yıl önce ise Romalılar ilk basit tuvaleti kullanmaya başladılar.
Atıklar oturdukları deliğin içine düşüyor, deliğin altından akan su onları uzağa
taşıyordu.
Çiftçilerin,
açık arazide çalışanların ise zaten böyle bir dertleri yoktu. Tarlanın bir
köşesine çukur kazıyor, çukur yeterince dolunca, toprakla dolduruyor ve başka
bir çukur kazıyorlardı. Geceleri ise yataklarının altında bir lazımlık bulunduruyorlardı.
Ortaçağda
kale ve şatolarda atık bir delik vasıtası ile binanın etrafındaki su birikintisine
düşürülüyordu. Bir yere tuvaletini yapıp, onu bir tanktan gelen su ile
sürükleyip, uygun bir yere bırakma fikri ilk olarak Kraliçe 1. Elizabeth zamanında,
1589 yılında John Harrington'dan geldi. Ancak o zamanlar İngiltere'deki evlerde
ne böyle bir tankı dolduracak, ne de atığı alıp götürecek su sistemi
vardı.
Günümüzdekilere
benzer bir tuvalet ancak iki yüzyıl sonra 1778'de İngiltere'de bir saat yapımcısı
olan Alexander Cumming tarafından tasarlandı ve Joseph Bramah tarafından
geliştirildi. Tuvaletlerden evlere yayılan kötü koku ise 1849 yılında Stephen
Green'in 'U' şeklinde bir boruyu tuvaletin çıkışına monte etmesi ile son buldu.
Tuvaletlerin ve günümüzde lavaboların da altında bulunan bu 'U' şeklindeki
boruda her zaman bir miktar su kalır ve kokunun oluşmasını önler. Tabii o
zamanlar tuvaletler dökme demirden yapılıyordu. Sonra düzgün yüzeylerinin
temizlenme kolaylığı bakımından seramik tuvaletler üretilmeye başlanıldı. 1888
yılında ise tuvaletlere zinciri çekilince suyu akan klozetler ilave edildi.
Bizde
tuvaletler için hela, kenef, ayakyolu, WC., 00, yüznumara gibi birçok isim kullanılır.
'WC.' İngilizce ismindeki 'Water Closet'in baş harfleridir. Yüznumaranın
hikayesi ise değişik. Eskiden Fransa'da otellerde tuvaletler koridorların
uçlarındaydı. Odaların her birine birer numara verirken, tuvaletlere numarasız
demişler ve '00' diye işaretlemişlerdi. Fransızca'daki 'numarasız' kelimesi ile
'100 numara' kelimesi hemen hemen aynı telaffuz edildiğinden, bizde Fransızcası
biraz kıt birinin tercüme hatası sonucu 'yüznumara' olarak yerleşmiştir.
0 yorum:
Yorum Gönder